22 Ağustos 2012 Çarşamba

BAROK MİMARİSİ

Barok mimarisi 16. ve 18. yüzyıllarda gelişen ve müzik, resim ve edebiyat alanından sonra mimaride de kendine önemli ölçüde yer edinen akımdır. İtalyan kiliselerinde gücünü tanrı ve mitoloji taslaklarından alan ve işlemeli duvarlar, görkemli bahçelerle donatılmış mimari yapıdır.
Paris'te önemli bir yere sahip olan Versay Sarayı barok mimarisinin en popüler örneklerinden biri olarak kabul edilmektedir.

Barok mimari

 


Barok döneminde Paris’in kraliyet gücünü temsil eden Versailles Sarayı her prensin örnek aldığı bir yapı olarak göze çarpar.Barok devri yapıları prenslerin sahip oldukları kudreti gösterirler. Prenslerin bu yüzden malikanelerine verdikleri önem ve onlara harcadıkları para muazzamdı. Aynı zamanda bu dönemin binaları yaratıcının sanatsal gücünün ve mimari anlayışının da bir göstergesiydi.Bu dönemde sanat doğayı taklit etme değil, aksine onu biçimlendirme olarak anlaşılmıştır.Bu dönemde yapılan barok sarayları, fıskiyeli havuzları, görkemli heykelleri, bahçeleri, süslü ve muazzam salonları, duvar işlemeleri, tanrı ve mitoloji konulu resimleri bu dönemin mimarisinde yer alan temel unsurlardı. Bu dönemin şaşaalı görünüşü Barok mimarisinde kendini net olarak belli eder. Viyana, Potsdam, Dresden, Würzburg, Salzburg gelişmelerini bu dönemin prenslerinin mutlakiyetçi rejimlerine borçludur. Parklar içine kurulan görkemli şatolara halkın değil girmesi yaklaşması bile yasaktı. Kim saraya dahil değilse tebaa(kul) sayılıyordu. Bu göz kamaştırıcı ve süslü yapılar bu dönemden başka hiçbir dönemde bu kadar zerafete ve görkeme sahip olmamıştır.Bu dönem mimar ve yapıları şöyledir: Carlo Maderno, Francesco Borromini, Gian Lorenzo Bernini: Palazzo Barberini, Roma; 1625-1633. Francesco Borromini: San Carlo alle Quattro Fontane,Roma; 1634-1667 Baldassare Longhena: Palazzo Pesaro ,Venedig; 1650 Louis Le Vau, Charles Lebrun, Jules Hardouin-Mansart: Versailles Sarayı, Versailles; 1678-1684 Salomon de Brosse:Palais du Luxembourg , Paris; 1621-1662 Jules Hardouin-Mansart: Dôme des Invalides , Paris; 1676-1706 Elias Holl: Augsburger Rathaus; 1615-1620 Johann Lucas von Hildebrandt: Belvedere Sarayı, Viyana

Barok Mimarisinin Öncüleri ve Özellikleri

Michelangelo'nun geç dönem Romen yapıları, özellikle de St. Peter's Bazilikası, Barok mimarisinin dikkate değer öncülerinden sayılabilir. Öğrencisi Giacomo della Porta Roma'da bu eser üzerinde çalışmaya devam etmiş, özellikle de erken dönem Barok'un en önemli kilise dış cephesi örneklerinden sayılan Carlo Maderno'nun Santa Susanna(1603)'sına yol açan Cizvit kilisesi Il Gesu'ya imza atmıştır.
Barok mimarisinin karakteristik özellikleri şöyle sıralanabilir:
  • Kiliselerde kimi zaman oval formlu ve daha geniş sahınlar
  • Tamamlanmamış veya kasten yarım bırakılmış mimari ögeler
  • Işığın dramatik kullanımı; güçlü aydınlık ve gölge kontrastları (chiaroscuro etkileri) veya değişik pencereler aracılığıyla düzenli bir aydınlatma. (bkz. Weingarten Manastırı kilisesi)
  • Süs ve renklerin zengin kullanımı (putti veya çoğu zaman altınla kaplanmış, ahşaptan figürler)
  • Geniş skalalı tavan freskleri
  • Sıklıkla dramatik bir merkezi projeksiyonla karakterize edilmiş harici cepheler
  • İçeride resim, heykel ve sıva (özellikle geç önem Barok'ta) için uygun bir kabuk
  • Trompe l'oeil (tasvir edilen objelerin 3 boyutlu görsel ilüzyon yaratması için fazlasıyla gerçekçi görüntüler içeren resim tekniği) gibi yanıltıcı efektler ve resimle heykelin harmanlanması
  • Bavyera, Çek, Polonya ve Ukrayna Baroku'nda armut şekilli kubbeler
  • Katolik ülkelerde özellikle veba salgınının bitişine şükretmek amacıyla dikilmiş Veba Sütunları

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder